12 Nisan 2013 Cuma

Gelin

Gelin birlik olalım yarın çok geç olmadan,
Gelin dirlik bulalım vazgeçin öç almadan.

Nefreti yok edelim gel sen de katıl bize,
İntikam eşkıyası sevgiyle gelir dize.

Yedi düvel elinden kim kurtardı bu yurdu?
Mehmetçik değil miydi Lâzı, Çerkezi, Kürdü?

Hangimizin ecdadı feda olmadı yurda?
Hangi bahçeden bir gül solmadı bu uğurda?

Düne kadar Bosna'da kırılırken soydaşın,
Sana senden başka dost çıktı mı düşün, taşın!

Asırlardır dinmedi bir bölücü ninnisi,
Aynı dinden değil mi Alevisi Sünnisi?

Bin kere lânet olsun Yezit denen deliye!
Muhabbetle bağlıyız Muhammed'e Ali'ye.

Duyulmuş mu dünyada böyle oyun havası? 

Bize mi kalmalıydı komşunun kan dâvâsı?

Siyah-beyaz kavgası nasıl, ilginç değil mi?
Bizim mezhep kavgamız daha gülünç değil mi? 

Geçin o sınıfları, geçin kardeşim, geçin,
Barışta buluşalım mutlu Türkiye için!

Düşman sevindirmenin ne âlemi var şimdi?
Milletçe kenetlenip sarılmamız kâr şimdi!

Başka ulus var mı böyle temiz, böyle saf?
İnsaf edelim dostlar, insaf edelim, insaf!
Cemal Safi

8 Nisan 2013 Pazartesi

ANNE SEN BUYDASIN YA BEN SENİ ÖPMEK İSTİYOOOM!
3 yaşındaki kızımın bu masum sözleri damgasını vurdu sabahıma.
Kahvaltımız hazır.-Anneciğim, hadi kahvaltıya kahvaltımız hazır!
- anne ne yaptın?
Salonda serdiğim sofrabezinin üstüne koyacağım kahvaltı tepsisini gösterdim kızıma.-siyah zeytin,yeşil zeytin,beyaz peynir,acıka,rafadan yumurta(ki yüzüne bile bakmayacağını biliyodum) banban(olmazsa olmazımız ekmeği bandırarak yiyebileceği ,anneane yadigarı bir yiyecek türü)ve çayımız(bu gün öksürük var da o yüzden ballı olanından, tabii çaktırmadan)nasıl beğendin mi anneciğim? Benim kızım annesiyle nasılda kahvaltı yapıcakmş canııım.
-ıııı, hayıy yapmıycak.
-Ne oldu şimdi tatlım neden benimle kahvaltı yapmıycaksın?
Kollarını göğsünün üzerinde birbirine çapraz bağlayıp kaşlarını çattı ve dudaklarını büzüştürerek gitti salona.Eyvah! işimiz iş bu sabah.Hayırlısıyla kahvaltımızı bitirsek bari.
..... sonunda kahvaltı tepsisine yaklaşıyor galiba.İşte başladı sonunda,karşısında çizgi film Berra kahvaltısını yapıyor. Bu durumda hiç karışmamak lazım; sessizce geriye çekildim.Bilgisayarımı aldım elime tam dalmıştım ki internete işte o beni vuran cümle;
-Anne sen buydasınya ben seni öpmek istiyooom!
- Oyy oy oy!Tepsinin etrafından dolaş, gel kuzum gel de  uzaklar yakın olsun hasret bitsin canım bebeğim.

3 Nisan 2013 Çarşamba

1 Nisan 2013 Pazartesi

GELİBOLU
 Sen ne anlı  ne ,şanlı bir isimsin.Seni  yazılı ve görsel basından duymak ve görmek her zaman ilgimi çekmiştir; oysa senin topraklarında nefes alarak seni dinlemek ve seni anlamaya çalışmak beni çok daha fazla heyecanlandırdı.
Tekirdağ Saray'dan sa. 04.30 da başlayan yolculuğumuzda  dört saatin sonunda Eceabata vardık.Çoluk,çocuk eş, dost çıktığımız bu yolculukta kahvaltı vakti gelmişti  sahil restoranlarından birine girdik ve kahvaltımızı yaptık.


ECEABAT ta kahvaltı
Tur rehberimizle tanıştıktan sonra Geliboluya doğru yola çıktık. İlk durağımız Mustafa Kemal Paşanın komutanlığını yaptığı 57. alayın konuçlandığı Bigalı köyü.Köye girmeden önce rehberimizin verdiği bilgiler bize o atmosferi yaşatmaya başlamıştı bile..
GELİBOLU yarımadasında , adanın  stratejik önemi, Bigalı köyü ,57.alay ve komutanı Mustafa Kemal Paşa hakkında bilgileri dinlerken
 Atatürk evinin bulunduğu ve 57.alaya ev sahipliği yapan Bigalı köyü
Aile fotoğrafımız Bigalı köyü girişi
 Bigalı köyü meydanı
Tarihe tanıklık eden bu köy ziyaretçilerine güzel bir ev sahipliği yapıyor.Atamızın önemli kararlara imza attığı ,tarih yazdığı  bu toprakların bu denli bakımlı olması ve tarihine bu denli sahip çıkması çok duygulandırıcı.

Bigalı köyünde Atatürk evine doğru ilerlerken
Köyde her evde mutlaka Türk bayrağı asılmış.Günümüzde hepimizi hayrete düşüren güncel gelişmelerin, bayrak, din, millet tartışmalarının çok uzağın da bir köy burası o tartışmaları yaratanların mutlaka gelip görmesi gereken bir yer.
57.alay komutanı Mustafa Kemal Paşanın müzeye dönüştürülen evi

Mustafa Kemal Paşa önemli kararlara imza atmıştı bu evde. Savaş esnasında kendi insiyatifini kullanmıştı Cepheden gelen kötü haberler canını sıkıyordu.Cephede savaşanların gücünü kaybettiğini öğrenmiş onlara destek için cepheye yardıma gitmek istemişti. Bu isteği geri çevrilmişti paşanın ; çünkü ona orada kalması ve ovayı koruması emredilmişti oysa düşman dağdan ovaya ulaşırsa mücadelesini daha rahat kazanacaktı ve düşmanın ovayı zaptetmesi demek Ege ve Marmara denizine kıyısı olan bu yarımadaya bütün ikmal yardımlarının kesilmesi demekti.İkmal gelmezse yarımada düşerdi,Mustafa Kemal emirlere uyması durumunda geleceğin böyle olacağını biliyordu ve kendi insiyatifini kullanarak komutanlarına 57. alayın ve kendisinin cepheye yardıma gittiği bilgisini  ulaştırmıştı.Bu  yaşanan durum bir izin dahilinde olması gerekirken Mustafa Kemalin emrindeki  57. alay  Mustafa Kemal'in tarihe imza atan bu kararı ile cepheye gittiğinde  Türk ordusunun büyük bir hezimet içinde olduğunu görmüş ve ümitsizliğe kapılmıştı.Tam da bu anda o maşhur sözünü söylemişti Mustafa Kemal "Ben size savaşmayı değil ,ölmeyi emrediyorum. " 


 Atatürk evi alt kat giriş
 misafir odası
 yemek odası

Atatürk evi bahçesi
Mevsim bahar, Atatürk evinin bahçesinde çiçek açan ağaçlar bu huzurlu mevsimin habercisiydi , evin kendisi ve içinde bulunduğumuz bu ortamda Atamızın aramağanı  huzurun ta kendisiydi.
Bigalı köy kadınlarının açtığı yöresel ürün tezgahı
Köy meydanında dinlenme molası


Anafartalar savaşından kalma toplar 
Daha doğrusu unutulan toplar demeliydim.Ne acı ki bu savaşlardan satmayı ve ya getirip hibe etmeyi unuttukları iki top bunlar. Nusrat mayın gemisinin başına gelenleri yaşamadan dimdik ayakta bu tarihin tanıkları.
Düşman birliklerin mezarları
Bu ve benzeri bir çok anıt mezar gördük yol boyunca 1915 te yapılan savaştan kısa bir süre sonra yapılmş bir çoğu.Bizim şehitliklerimizin  ve anıtlarımızın yapımına yokluk , öncelik vermemek gibi..

birkaç sebepten dolayı 1940 lı yıllarda  yapımına başlanmış ve 1990 lı yıllarda bitmiştir.
İlk kez düşman askerlerinin çıkartma yaptığı koy 
Anzac koyu

 Arıburnu yarlarında hatıra fotoğrafı
Anzac koyunun  Arıburnu yarlarından görünümü
Araziyi bilmeyen Türk askeri verilen emirle düşman askerine doğru koşarken çimenlerin bitimindeki Arıburnu yarlarını farketmemişler ve arka arkaya uçurumdan düşmüşlerdi. Karşılarındaki  koya çıkartma yapan Anzac düşman askerleri Türk askerlerinin bu durumunu görmüş ve aralarında Türk askerleri uçarak geliyor diye konuşmuşlardır.Araziyi bilmeyen onlarca, yüzlerce askerimiz uçurumdan düşerek bu yarlarda şehit olmuştur.




Atatürk'ün  gözetleme yeri ve askerlerin siperleri
Bu bölgede Atatürk'ün göğsüne bir şarapnel parçası isabet etmiştir. Mustafa Kemal Paşa nın yaralandığını gören bir kaç asker telaşa kapılmış, bunun üzerine Paşa kimsenin bu durumu duymamasını emretmiştir.Nitekim göğsüne saplandığı zannedilen şarapnel parçası annesinin hediye ettiği saate denk gelerek Atamızın hayatını kurtarmıştır.
 Seyid Onbaşı 
Yani Koca Seyid 260 kiloluk mermiyi sırtlayan ve tarihe adını kazıyan kişi. Seddülbahir' de bulunan  savaş müzesindeki resmi
 2010 yılında denizden çıkarılan mermi sandığı
Türk ve düşman askerlerinin kullandığı ayakkabılar
 savaş anının canlandırılması sesli ve görüntülü
 savaş anında tıbbi müdahele canlandırması sesli ve görüntülü
 Çanakkale Şehitlik Abidesi
 Abide önünde anı fotoğrafı
çocuklar ve şehitlik içinde bulunan savaş anıtı
Bütün bu gezdiğimiz toprakların içinde en musait alan bu bölgede olduğu için şehitlik anıtı buraya yapılmış.Aslında  gezi boyunca ayak bastığımız her santimetre alan, arabayla ezip geçtiğimiz o asfaltların altında onlarn kanları.Bir el-fatiha okuduğumuz bu anıtlar ,mezarlar sembolik.Nice yiğidimizin anısını yadetmek amacıyla yapılmışlar.Gösterişli duruşlarıyla bunun hakkını veriyorlar unutmamak ve unutturmamak tabiki bizim elimizde.Her Türk vatandaşının görmesi gereken bir yer burası ,her Türk vatandaşının soluması gereken bir hava var burada. Nur içinde yatsın bütün şehitlerimiz.
 şehitlikten dönüş yolu ve çocukların her zamanki hali
8 saate sığdırılan Çanakkale Gelibolu  gezimizin dönüş yolu ve çocuklarımızın  kitap okuma azmi

8 Mart 2013 Cuma

KADIN

  8 Mart Dünya Kadınlar Gününüz kutlu olsun! NAZIM HİKMET in dizelerinde kadın;

Kimi der ki; kadın uzun kış gecelerinde sarılıp yatmak içindir

Kimi der ki kadın yeşil bir harman yerinde
Dokuz zilli köçek gibi çalıp oynatmak içindir.

Kimi der ki ayalimdir.
Boynumda taşıdığım vebalimdir.
Kimi der ki hamur yoğuran,

Kimi der ki çocuk doğuran.

Ne o ,ne bu , ne döşek, ne köçek, ne ayal ne vebal.
O benim kollarım,bacaklarım.
Yavrum, annem,karım,kız kardeşim,hayat arkadaşımdır.


7 Mart 2013 Perşembe

Ev hanımısınız bütün bir gününüz nasıl geçer?Planlı bir hayatınız mı,gelişi güzel geçen günleriniz mi var?

         Sizi mutlu eden her ne varsa ondan yana kullanın tercihinizi.Omuzlarınıza ağır yükler yüklemeyin, beyninizi ve yüreğinizi yormayın.Hepimiz biliriz ki  beden yorgunluğu  rüzgarını bırakır sadece, asıl yıkıcı olan duygu ve düşüncelerin yorgunluğudur.Size ait olan hayatınızı siz yönlendirin.Hayat akıp giderken zamana hükmederek mutlu olmak elinizde bunu unutmayın!Zamanı durduramazsın, ileri yada geri alamazsın ; peki kalitesini artırabilir misin? Pek tabi evet. Klasik yargılarınızdan kurtulun kaliteli zaman geçirerek kendinize olan saygınlığınıza kavuşun.Gelişi güzel geçen günler yerine planlı günler yaşayın hayatınızda.Kendinizi gelişi güzel günler yaşayarak sağlayacağınız geçici mutluluklardan (pasif mutluluklardan)uzak tutun.Uzun vadeli düşünün  ilk önce kendiniz için yapın bunu .Gurur duyulacak bir anne,bir eş,bir arkadaş,bir evlat olun.Yaşam amacınızı belirleyin ve yaşamanın hakkını verin.

Zemini siz hazırlayın , mutluluğun peşinden  koşmayın o  zaten sizi bulacaktır!

4 Mart 2013 Pazartesi

DETAY FOTOĞRAFLAR Detaylar...Detay severmisiniz?.Hayatımızın vazgeçilmez parçalrı detayları kim sevmez ki diyebilirsiniz yada amann kim uğraşır ki detaylarla da diyebilirsiniz.Kişilik ve algılarınızın belirlediği bu sorunun cevabını sosyal paylaşım sitelerinden bir genelleme yaparak alabilirsiniz. İnsanlar içki içerken kendini çekmek yerine sadece bardağını gösteren bir fotoyu paylaşıyor.Yemek sofrasında arkadaşlarla çekilen fotoların yerini yemek masaları aldı.T.v izlerken çekilen fotoğraf artık sadece ayak ve t.v den ibaret.Bu bir gezi ise insanlar bir heykelin önünde fotoğraf çekilmek değil heykelin kendisi veya heykeldeki bir detayı çekmekle ilgileniyor artık ve sosyal paylaşım sitelerinde bu tür fotolar paylaşılıyor. Detay fotolar teknolojinin bizlere armağanı.Fotoğraf makinalarının dijitalleşmesi ve cep telefonlarının fotoğraf çeker hale gelmesi ile fotoğraf çekme anlayışımız da değişti.Artık pozumuzun bitmesinden korkmayacağımız fotoğraf çekme teknolojilerimiz var.Bu durumun sonucu profesyonel fotoğrafçıları kıskandıracak derecede üretilen fikirler oldu.bu fikirler sayesinde ise detay fotolar artık bizim için vazgeçilmez. Bizim standart resim anlayışımıza ne oldu peki..hiç birşey tabiki...Onların yeri ayrı.Hatıralarının yarım ve belgesiz kalmasını kim ister ki?Onlar olmazsa olmazımız..